31 Ocak 2017 Salı

Aden Krizi 1963-1967





    Aden Krizi. Günümüzde Yemen'in bir parçası olan Birleşik Krallık himayesinde ki 'Güney Arabistan Federasyonu' devletinde meydana gelen, Birleşik Krallık karşıtı Arap Milliyetçisi isyana ve beraberinde getirdiği bölgesel krize verilen isim. 14 Ekim 1963 - 30 Kasım 1967 Tarihleri arasında yaşanan krizin sonunda Birleşik Krallık bölgeden çekildi ve Federasyon yıkılarak yerine bağımsız Güney Yemen Halk Cumhuriyeti kuruldu. 













Arkaplan ve Öncesi

    Aden, Süveyş Kanalı'nın açılmasından önce korsanlara karşı bir üs, ikmal ve lojistik için bir geçiş noktasıydı. Süveyş Kanalı'nın açılmasından sonra, bölge kömür madenleri ile farklı bir önem kazandı. Hindistan'ın 1950'de bağımsız bir cumhuriyet olmasından sonra Aden, Britanya için daha az önemli hale geldi ve hükümet dikkatini Mısır'a yöneltti.

    Ancak, Mısır'da Temmuz 1952'de sivil desteği alan bir darbe düzenlendi ve Haziran 1953'de Mısır'da bağımsız bir cumhuriyet oldu.  Mısır'ın bağımsızlığının önderlerinden ve fikri lideri Cemal Abdül-Nasır, milliyetçi, laik, sosyalist ideolojilerin sentezi ile tek tek devlet çatısı altında bir Arap dünyası hedefliyordu. Mısır içerisinde kamulaştırma projelerine başlarken, dışarıda ise Pan-Arap tüm siyasal hareketlere destek vermeye başladı.

    1956'da Mısır ile Britanya-Fransa-İsrail arasında Süveyş Krizi yaşandı. Anglo-Fransız-İsrail ittifakı askeri zafer kazansa da, ABD ve SSCB'nin ortak tutumu ve diğer devletlerin tutumları karşısında siyasi yenilgi yaşadılar.


    Hindistan ve Mısır'ın bağımsızlığı ve Süveyş Krizinden sonra Birleşik Krallık, De-Kolonizasyon sürecinin en sert dönemini yaşamaya başladı. Mısır lideri Nasır, Süveyş'te kazandığı siyasi zaferden sonra Pan-Arap hareketlere daha fazla destek vermeye başladı. Arap Yarımadası'nda, Sudan'da, Filistin'de ve Sahra Altı Afrika'da ki bağımsızlık mücadelelerine askeri destek verdi. Bunlardan birisi de, Yemen Arap Cumhuriyeti'nin güney sınırındaki Güney Arabistan Federasyonu'ydu.


Güney Arabistan Federasyonu. Doğusunda, Güney Arabistan Protektoryası (Birleşik Krallık), Kuzeyinde, Yemen Arap Cumhuriyeti.


    

    Nasır, Süveyş Krizinden sonra ise temel olarak Suriye ile birleşik bir devlet kurmaya yöneldi. 22 Şubat 1958 tarihinde Suriye ve Mısır, Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında tek bir devlet olarak birleştiler. Yeni cumhuriyetin başkanı ise Nasır oldu. Bu devlet, üniter yapıda olduğunu iddia etse de daha başından itibaren çok büyük sorunlarla karşılaşmaktaydı. Suriyelilerin geneli birleşik bir devlet fikrini benimsemekle beraber, bunun çok çabuk gerçekleştiğini düşünüyor ve Nasır'ın artan gücünden endişe duyuyorlardı. Nitekim, Suriye 28 Eylül 1961'de Birleşik Arap Cumhuriyetinden ayrıldığını ilan etti. 

    Bu ayrılıkla Nasır'ın kısmen de olsa prestijini sarstı. Nasır, desteği ile bağımsızlığına kavuşacak bir devlet ile birliği devam ettirmeyi planlıyordu. Dikkatini yeniden Yemen'in güneyine yoğunlaştırdı. Bu bölge uzun yıllardır Britanya ile ılımlı ilişkileri olmuştu ancak Hindistan ve Mısır'ın Britanya adına kaybedilmesi ve yükselen milliyetçilik akımları ile 1950'lerde bölgede Britanya varlığına karşı mücadeleler başladı. Bunlar Güney Yemen Cephesi ve 1963'te kurulan, Marksist görüşe yakın Ulusal Kurtuluş Cephesi'ydi.

    Kurtuluş Cephesi, Nasır tarafından desteklendi ve üyeleri Mısır'da askeri kamplarda eğitimler aldı. 1963 yılında örgüt resmen kuruldu ve askeri harekata başladı.

Kriz ve Çatışmalar

    14 Ekim 1963 Tarihinde Ulusal Kurtuluş Cephesi, Birleşik Krallık Aden Yüksek Komiseri Sir Kennedy Trevaskis'e yönelik el bombalı bir suikast düzenledi. Sir Trevaskis yaralı olarak kurtuldu ancak 2 kişi hayatını kaybetti. O gün tüm Aden'de, olağanüstü hal ilan edildi.


Britanya Ordu tankı göstericilere karşı sokaklarda


    

    Her iki cephede el bombalı saldırılarına devam etti. Saldırılar genel olarak Britanya Ordusu'na ve ordu ile işbirliği yapanlara yönelikti. Aralık 1964'te ise bir çocuk festivalinde, Royal Air Force / Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne (RAF) düzenlenen saldırı başarısız oldu ve 1 çocuk hayatını kaybetti. Bu saldırı, her iki cephenin halk arasında imajını sarstı ve her iki cephe de birbirini suçlayarak birbirlerine saldırdılar. Tam bu sırada 24. Piyade Tugayı, Aden'e girdi. 

    RAF ve Piyadeler, operasyonlarda ağır silahlar kullanmaya başladı ve her iki cepheye de ağır kayıplar verdirdi, militanlarını yakaladı. 1965'in sonları ve 1966 yılının tamamında, cephelerin birkaç saldırısı dışında mücadelesi olmadı. 

    Fakat olağanüstü hal ile gelen sert uygulamalar, ağır silahların kullanılması ve bozulan ekonomi bölge halklarını derinden etkiledi. En basit giyecek ve yiyecek malzemelerinin tedariki bile günleri bulmaktaydı. Yer yer ordunun sert tutumu kısa sürede karşı tepkiler doğurdu. 

    17 Ocak 1967 Tarihinde, sokağa çıkma yasağını genişleten bir kararname çıkması üzerine, 19 Ocak'ta Aden'de büyük halk ayaklanmaları yaşandı. Ulusal Kurtuluş Cephesi'ninde desteklediği olaylar akşama doğru tüm şehre yayıldı. 19-20 Ocak gecesi, Aden polisi şehirdeki kontrolü kaybetti ve şehirden çekilmeye başladı. 20 Ocak sabahı, Aden'e ordu birlikleri girdi. Yaşanan silahlı çatışmalardan sonra ayaklanmalar bastırıldı. 


Ordu birliklerinin, ayaklanmalardan sonra şehre girişi


    

    1963 Yılında, Ulusal Kurtuluş Cephesi'ni destekleyen Nasır'ın ise 1965 ile beraber bölgeye ilgisi azaldı ve İsrail'e yönelik uzun süredir yapmayı planladığı saldırı planına yoğunlaştı. 5-10 Haziran 1967 Tarihleri arasında beklenen savaş gerçekleşti. 6 Gün Savaşları veya III. Arap-İsrail Savaşı olarak bilinen savaşta; Mısır, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Irak devletleri, İsrail'e karşı doğrudan savaşa giriştiler. Ancak sadece 6 gün içinde İsrail bütün Arap Devletlerine karşı kesin bir zafer kazandığı gibi, Gazze Şeridi, Suriye'de Golan Tepelerini ve Mısır'da Sina Yarımadasının tamamını işgal etti. 

    Bu savaş, Baasçılığa, Arap Milliyetçiliğine ve Nasır'a karşı en büyük darbe oldu. İsrail Nasır savaştan sonra istifa ettiğini duyursa da, büyük halk gösterileri ile görevine devam etti. 

    Savaştan hemen sonra Nasır, tüm Batılı ülkeleri ve özellikle ABD ve Birleşik Krallık'ı, İsrail'e destek vermekle suçladı ve tüm kolonilere isyan çağrısında bulundu. İsrail'in zaferi, Arap dünyasındaki umutsuzluk ve isyan halinin somut göstergesi Aden'de yaşandı. 19-20 Haziran 1967 Tarihlerinde, Britanya himayesinde ki Güney Arabistan Federasyonu'nun polis teşkilatındaki yüzlerce polis ve milis, Birleşik Krallık'a karşı ayaklandılar, silahları ile beraber, firar eylemleri gerçekleştirdiler. Crater bölgesini işgal ettiler ve 22 Britanya Ordusu askerini öldürdüler.

    Bu işgal üzerine, Birleşik Krallık Hükümeti, Britanya vatandaşlarını Aden'den tahliye etmeye başladı. Temmuz 1967'de Britanya Ordusu, Crater'i kuşattı. 500 kadar komando, müsait mevkilerde pozisyonlar alarak keşkin nişancı saldırısı başlattı. Aynı sırada başka bir komando birliği, eski bir Osmanlı Kalesinin zerinden havan ateşine başladı. Çok sayıda cephe militanı öldürüldü. Kısa süre sonra, bir alay çok sayıda asker ile Crater'i yeniden ele geçirdi ancak silahlı savaşçılar, bölge bölge saldırılara devam etti. 

Birleşik Krallık'ın Çekilmesi ve Krizden Sonrası

    Birleşik Krallık, Kıbrıs'ta 1955-1959 arasında EOKA'yı yenmiş fakat adada daha fazla kontrolü elinde bulunduramayacağını farkettiğinden, bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kabul etmişlerdi. Aynı durum Süveyş'te de yaşanmıştı. Askeri zafere rağmen, siyasi ve diplomatik başarı elde edilemedi. Bu durum, De-Kolonizasyon sürecinde tekrar edecekti. Bunlardan birisi de Güney Yemen'di. Britanya Ordusu, Ulusal Kurtuluş Cephesi militanlarının saldırılarını püskürtmüş, askeri kontrolü sağlamış olsa da, bölgede ki siyasi kontrolünü kaybetmişti. Başbakan Harold Wilson'un parlamento ile planladığı şekilde, Britanya herhangi bir antlaşma yapmadan Kasım 1967 Tarihinde bölgeden tamamen çekildi.


Britanya Ordusu bir devriye birliği.


    

    Aden Krizi sırasında, Britanya Ordusu 95-98 askerini kaybetti, Güney Arabistan Ordusu 17 askerini kaybetti. Bağımsızlık mücadelesi cephelerinin kaybı ise muhtemel olarak 400'e yakındı. 

    Çekilmenin hemen ardından, Ulusal Kurtuluş Cephesi iktidarı ele geçirdi ve Güney Yemen Halk Cumhuriyeti adıyla bağımsızlık ilan etti. İlerleyen yıllarda Güney Yemen'de kısa ama kanlı bir iç savaş yaşanacak, Kuzey ve Güney Yemen birleşecek, 1994 yılında iç savaş yaşanacak. 2011'de Arap Baharı'nın getirdiği krizlerle karşılaşacak ve 2015 yılından günümüzde devam eden bir iç savaş daha yaşanacaktı. Birleşik Krallık ise Süveyş'ten sonra çok kritik bir bölgeyi daha kaybetmişti. Ek olarak ciddi anlamda petrol ve kömür rezervini de elden çıkarmış oldu. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder