22 Ocak 2017 Pazar

İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (1922-1969)





     The Irish Republican Army / İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu kısa ismiyle IRA, İrlandacası 'Óglaigh na hÉireann'. Bağımsız İrlandalı Cumhuriyetçilerin kurduğu silahlı organizasyon. 1922'de ki bölünmeden sonra 1969 yılına kadar farklı dönemlerde girişimlerde bulunmuş organizasyon. İkinci IRA olarakta bilinir.

     (Bkz: IRA - İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu / Genel)





     

    Anglo-İrlanda Antlaşması'nın ardından İrlanda Meclisinde büyük tartışmalar yaşandı. De Valera ve taraftarları antlaşmaya kesin bir şekilde karşıydılar. Aynı şekilde IRA'nın içinde de, antlaşma karşıtları giderek büyüdü. Ayrıca Michael Collins ve taraftarları ise IRA yerine düzenli bir ordu kurmak için kararname çıkarmışlardı. 

     (Bkz: İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (1917-1922))

     Antlaşma, İrlanda Meclisinde kabul edildi. De Valera ve taraftarları istifa ettiler. IRA'nın silahlı askerlerinin çoğunluğu da, Collins ve antlaşma yanlılarına gün geçtikçe sertleştiler. Mecliste başlayan ayrılık, IRA içine ve sokaklara kadar taştı. İrlanda adeta bölünmüş bir konumdaydı. 

    Britanya ise antlaşma yanlılarından tavır koydu ve olası bir iç savaş sırasında, antlaşma yanlılarına destek vereceğini ilan etti.

    Mart 1922'de, antlaşma karşıtları, İrlanda Meclisini ve hükümetini tanımadıklarını, ülkenin resmi hükümeti olarak IRA önderliğini ve De Valera olarak tanıdılar. Ayrıca antlaşmaya karşı sert bir bildiri yayınlayarak, bağımsız bir cumhuriyete kadar savaşın devam edeceğini duyurdular. Antlaşma yanlıları ise savaşın devam ettirilemeyeceğini, kaybedileceğini ve cumhuriyetin zamanla ve siyasi yollarla kazanılacağını belirttiler. Collins, Mulcahy, O'Duffy gibi önemli isimler, antlaşma karşıtlarını 'hayalcilik' ve bozgunculukla suçladılar. 

    Halkın ise bu bölünmede tam olarak neye göre ayrıldığını belirlemek mümkün olmamaktadır. Ancak büyük çoğunluk antlaşma taraftarıydı. Özellikle Leinster ve Munster bölgelerinde antlaşma yanlıları, halk tarafından büyük destek görmekteydi. 

    Haziran 1922'de iç savaş patlak verdi. Yönetimi elinde bulunduran antlaşma yanlıları, gazetelerde resmi kararnameleri yayınlayarak antlaşma karşıtlarını 'düzensiz isyancılar' olarak adlandırdı. Antlaşma yanlıların oluşturduğu İrlanda Ulusal Ordusu ve mensupları kendilerini, IRA'dan ayırdılar, fakat IRA'nın mirasını devraldıklarını belirtmek amacıyla kendilerine Old IRA / Eski IRA adını verdiler. Antlaşma karşıtlarının grubu ise IRA ismine devam etti ve Ulusal Orduyu, 'çözümsüzler' olarak tanıdı. 'Hain' kelimesinden özellikle uzak duruldu. De Valera, Ulusal Ordu içerisinde ki grupların koparak IRA'ya katılacağını hesap ediyordu. Böyle bir niteleme zaten keskin olan grupları büyük bir kan davasına sürükleyebilirdi.



İç Savaş sırasında bir Ulusal Ordu birliği


    

    Cumhuriyetçiler, Ulster'de güçlüydüler. Ancak Ulster bölünmüştü. Merkez ve doğu bölgeleri, Anglo-İrlanda Antlaşması ile Birleşik Krallık'a bırakılmıştı. Batı bölgesi ise Cumhuriyetçilerin kalesiydi. Yine de bu bölgeden, Ulusal Orduya 600'den fazla katılım gerçekleşti.

    IRA 1921 Temmuz'unda, 15.000'den biraz fazla bir güce sahipti. İç savaşın patlak vermesinden Kasım 1922'ye kadar 72.000'den fazla askeri vardı. Bunların birçoğu Bağımsızlık Savaşı gazileriydi ve savaşmaktan çok ek görevler üstlendiler. Ulusal Ordunun ise 8.000 kadar askeri vardı ve bunların neredeyse yarısı silahsızdı. Ellerinde ki silahlar ise Britanyalıların kendi silahlarını tahliye sırasında götürmesinden sonra yok denecek kadar azdı. 7.000 civarı tüfekten sadece 3.400'üne yetecek kadar mühimmat vardı ve bunlarda sınırlıydı. Makineli tüfek sayısı 12 ve birde zırhlı otomobil vardı. 

    Bu durum karşısında Britanya Hükümeti devreye girdi. Hükümet, Britanya Ordu subaylarını, Ulusal Ordu'ya destek amacıyla İrlanda'ya gönderdi. Askere alım planı yapıldı. Silahlar, toplar ve 4 adet tank verildi. 2 savaş gemisi, iç savaş boyunca Ulusal Ordu'dan yana operasyonlara katıldılar. 

    Britanya etkisi hızla görüldü. Ocak 1923 itibariyle, Ulusal Ordu 38.000 kadar düzenli askere alım gerçekleştirmişti. Bu sayı savaş sonunda 57.000'i buldu. Bu kaynağın bir kısmı ise Cumhuriyetçi Ordu'dan geçenlerden sağlandı. IRA mensubu birçok asker, başarısız yönetim, iaşe problemleri, disiplinsizlik ve suçlar sebebiyle saf değiştirdiler.

    Temmuz 1922'de savaş kızıştı. IRA'nın Genelkurmay Başkanı Liam Lynch güney ve batıya başarısız iki akın operasyonu düzenledi. Ağustos ayında ise güneye doğru bir saldırı gerçekleştirildi. Fakat beklenen başarı sağlanamadı. Aslında her iki tarafta çatışmanın uzayacağını beklemiyorlardı.



General Liam Lynch


    Bölgesine göre IRA ve Ulusal Ordu destek görüyordu. IRA'nın, düzenli Ağustos saldırısı, kısa sürede gerilla faaliyetlerine dönüştü. Bu gerilla savaşı sebebiyle, IRA düzenli ikmal gerçekleştiremedi ve halktan yer yer zorla ikmal sağladı. Bu da bu bölgelerin kısa sürede Ulusal Ordunun eline geçmesini sağladı. Ulusal Ordu ise yüksek disiplin anlayışı sebebiyle kontrol ettiği bölgelerde otoriter ve sert davranıyordu. 

    Savaş uzadıkça ve belirsizleştikçe her iki tarafta acımasızlaştı. IRA, taktiksel hedeflere ağırlık verdi. Liam Lynch, Antlaşma yanlısı oy veren siyasilere saldırılar olacağını ve Ulusal Ordu liderliğini yok edileceğini ilan etti. Antlaşma yanlısı vekil Seam Hales öldürüldü ayrıca başka hedeflere yönelik başarısız saldırılar düzenlendi. IRA, halkı da kışkırttı. Kraliyet dönemi sırasında genelini Protestan İrlandalılara ait olan evler ve mülkler yakıldı. Bu saldırılara karşı, Ulusal Ordu ağır misillemeler ile karşılık verdi. Tutsak olarak ele geçirdiği IRA askerlerinden önemli gördüklerinden 77'sini tek mahkeme de idam etti. Diğer tutsaklara kötü muamele de bulundu ve bu haberleri kasıtlı olarak yaydı. 

    Bu karşılıklı acımasızlık, süren ve sonu gözükmeyen savaş Britanya Hükümeti tarafından daha fazla hoş karşılanmadı. İrlanda'da ki savaş, Kuzey İrlanda'yı ve Britanya içerisinde yaşayan İrlandalıları da etkiliyordu ve bu etki gün geçtikçe yıkıcı hale geliyordu. Kraliyet hükümeti, Ulusal Ordu'ya desteği arttırdı.

    1923 yılının ilk 6 ayında, Ulusal Ordu, Britanya desteği ile kara ve deniz, Nisan 1923 itibariyle hava desteği alarak temizlik operasyonları düzenlediler. Nisan 1923'te Liam Lynch öldürüldü, IRA'nın kontrol ettiği tüm bölgeler ele geçirildi ve IRA'nın kalesi Ulster, Ulusal Ordu kontrolüne geçti. Mayıs'ta, De Valera 'Daha fazla kan dökülmemesi ve İrlanda Halkı'nın daha büyük acılar yaşamaması için' ateşkes çağrısında bulundu. IRA'nın diğer komutanlarından Frank Aiken ise silah bırakma çağrısı yaptı. 



Eamon De Valera. İrlanda Bağımsızlık Mücadelesinin Önemli İsimlerinden Birisi. 1959-1973 Yılları Arasında 14 Yıl İrlanda Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı.


    Bu çağrılar ile birlikte zaten askeri anlamda yenilmiş olan IRA birliklerinin çok büyük çoğunluğu teslim oldu. Ulusal Ordu, 12.000'den fazla IRA askerini esir aldı. Bu askerler Mayıs 1924'te serbest bırakıldılar.

    Savaş resmen bitse de fiili olarak bitmedi. IRA'nın silahlı askerleri varlıklarını sürdürdüler. 1926 yılında 1.000'e yakın silahlı askeri vardı. Kuzey İrlanda'da ise silahlı birlikleri bulunuyordu. Ancak bunlar birkaç küçük ve zararsız saldırı dışında büyük bir savaş politikası izlemediler. IRA'nın önderliği dağılmış, siyasi kanadı yalpalamıştı. Bunlarla birlikte, Ulusal Ordu zamanla halk gözünde haklı konuma geldi. Yine de IRA silah bırakmadı, ellerinde ki silahı, düzenli orduya vermediler ve bu birlikler günlük hayatlarına dönseler dahi her an savaşa hazır oldular.

    Bu hareket günümüze kadar süren bir geleneğin başlangıcı oldu. IRA hiçbir zaman tam olarak silah bırakmadı. Hayırlı Cuma Antlaşması'ndan günümüze kadar çok küçük grupta olsalar silahlı mücadele sürdürüldü. 

    1930'lar ise IRA için sakinlik yılları oldu. Bu sürede Frank Aiken önderliğinde ki bir grup SSCB'ye yakınlaştı. Moskova'ya bir heyet gönderildi ve Stalin ile görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmede IRA'ya maddi destek sağlama çalışmaları kısmen verimli geçtiyse de beklenen destek sağlanamadı. Bunun temel sebebi ise IRA'nın, Komünist ideolojiye olan uzak mesafesiydi. IRA, tam bağımsız bir İrlanda Cumhuriyeti taraftarıydı fakat bu düşünce sol akımlardan çok, milliyetçi veya Katolik temeller üzerine inşa edilmişti. Bir kısım IRA mensupları Komünist ideolojiye yakınlaşsalar da, Katolik unsurların yada İrlandalılık unsurlarının olmadığı bir düşünce yada propaganda ile bir sonuca varılamayacağı anlaşıldı. Tüm bunların yanında IRA'ya, ABD üzerinden, Irish-American / İrlandalı Katoliklerden, zamanla yükselen destek ve sempati vardı ki bu düşünce de Komünizm ile taban tabana zıt bir kaynaktan besleniyordu.

    IRA, bu sürede grevlere katıldı. IRA liderliği sol fikirler temelinde halka yayılmaya çalıştıysa da 1933 yılında gerek Katolik Kilisesi gerekte IRA'nın klasik yapısından sert tepki gördü. Tepki karşısında, sol görüşlü IRA mensupları (çok küçük bir grup) ayrılarak 'Cumhuriyet Kongresi' isminde bir örgüt kurdular ancak bu örgütte Kasım 1935'te dağıldı. Böylece IRA'da, klasik görüş bir kez daha ağır bastı. 

    Fakat bu küçük bölünmenin IRA ve İrlanda Tarihinde ki etkileri büyük oldu. Bu bölünme 1969 yılında gerçekleşecek bölünmenin ve 1980'lerde ki Katolik anlayıştan, İrlandalılık fikrine savrulmanın temelini oluşturdu.

    İspanyol İç Savaşı sırasında, İspanyol Cumhuriyetçilerine, IRA'dan katılım sınırlı oldu. Hatta IRA'nın bazı rakip örgütlerinden, Franco kuvvetlerine destek bile daha fazlaydı.

    1930'larda IRA yeniden örgütlendi ve yapısını düzenledi. Artık Kuzey ve Güney'de ayrı ayrı ve yerel kuvvetlere daha fazla üstünlük veren bir yapıya kavuşmakla beraber klasik merkezi yapısını korumaya özen gösterdi. 1937'de İrlanda'nın bağımsız bir cumhuriyet olması, IRA'yı çok etkilemedi. İrlanda Cumhuriyeti'nde, Ulusal Ordu'nun kadroları hakimdi ve IRA'ya çok mesafeli duruyorlardı. İrlanda'da, IRA'ya karşı olağanüstü hal durumu devam ediyordu ve örgütün mensupları zaman zaman tutuklanıyordu. Yine de IRA, De Valera'nın etkisi ile Cumhuriyetin ilk başkanı Douglas Hyde'a karşı saygılı bir tutum sergiledi. 



Douglas Hyde. İrlanda Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı.


    Cumhuriyetin ilanı, IRA'yı taktiksel anlamda değiştirdi. Artık hem güneyde hem kuzeyde hem silahlı hem siyasi unsurları kullanarak birleşik tam bağımsız bir cumhuriyet devrimi gerçekleştirmek yerine, kuzeyde hem silahlı hem siyasal, güneyde ise daha çok siyasi unsurları kullanarak, birleşik İrlanda görüşünü benimsediler. İrlanda Cumhuriyeti'nde, Sinn Fein iktidarı almalı, kuzey de ise IRA silahlı faaliyetlerine ağırlık vermeliydi. Bu görüş uzun yıllar IRA'yı ve İrlanda'yı etkiledi.

    II. Dünya Savaşı'nın başlaması ile IRA, temas halinde bulunduğu Naziler ile daha yakınlaştı. Bu aynı SSCB'ye olduğu gibi ideolojik değil taktiksel bir yakınlaşmaydı. IRA liderliği, Alman istihbaratı Abwehr ile yakındı ve Almanya'nın yardımını alarak kesin bir zafer bekliyorlardı. 

    IRA, Ocak 1939'da, Abwehr'in de yardımı ile S-Plan / Sabotaj Planı adı verilen bir taktik yürütüyordu. Bu planın mimarı, Seamus O'Donovan'dı. Amaç sabotajlarla ile Kuzey İrlanda'da, Birleşik Krallık'ı zaafiyete uğratmak ve Alman müdahalesini kolaylaştırmaktı. Ancak istenen başarı gerçekleşmemişti. Britanya Hükümeti, MI5, Polis teşkilatı ve Britanya Ordusu başarılı karşı operasyonlar ile S-Plan'ı başarısızlığa uğrattı. IRA, Mart 1940'ta S-Planı durdurdu. 14 ayda 300'den fazla bomba patlamış, 96 kişi yaralanmış ve 7 kişi hayatını kaybetmişti. Halbuki IRA planına göre bu kalkışmanın ilk bir yılında 1000'e yakın Britanya askeri yada polis kuvveti kaybı öngörülmüştü.

    S-Plan'dan sonra IRA, Abwehr ile temasına devam etti. Almanya'nın, Fransa'yı işgalinden sonra Britanya'ya saldırması ile birlikte IRA harekete geçecekti. 1940 Sonbaharında, Almanya, deniz yada kara harekatı yerine büyük hava saldırıları ile Britanya'ya saldırdı. Bu saldırıya 'Denizaslanı Harekatı' adı verilmişti ancak Britanya direndi ve saldırı başarısız oldu. Bu harekat sırasında IRA bir kere daha bir iç bölünmeye sahne oldu.

    IRA'nn simge isimlerinden De Valera, İrlanda Cumhuriyeti'nin Başbakanı olmuştu. Kuzey İrlanda'da ki mücadeleye destek veriyordu. Ancak IRA'nın, SSCB ve ardından Nazi Almanyası ile yakınlaşması, örgüt ile arasının açılmasına sebep oldu. İrlanda Cumhuriyeti artık bağımsız bir ülkeydi ve kuzeyde ki IRA mensuplarının, saldırılardan sonra sık sık güneye geçmeleri, Abwehr ile yakınlaşma, De Valera için kabul edilemezdi. De Valera, S-Plan'dan sonra örgüte karşı cephe almaya başladı ve IRA'nın kuzey kanadını, başka dış güçlerden destek alarak, sömürge politikası izlemek gibi ağır bir ithamda bulundu ve örgüte desteğini kesti. IRA'nın kuzeyde ki liderliği ise bunu üzüntüyle karşılayan bir bildiri yayınladı. Kuzeyde bir bölünme gerçekleşse de genel olarak, IRA'nın kuzey önderliği stratejisine devam etti.



25 Ağustos 1939. Coventry saldırısı. 4 kişi yaralandı. 


    Eylül 1942'de IRA, Alman desteği ile birlikte Kuzey İrlanda'da bir savaşa daha başladığını ilan etti. IRA'nın 1941'de 1000 kadar silahlı askeri bulunmaktaydı ancak De Valera'nın tepkisi, lider kesimde bir yankı uyandırmasa da tabanda zamanla destek gördü. IRA halktan beklediği desteği bulamadı. Bunun diğer bir sebebi ise savaş sırasında Birleşik Krallık'ın, birlik üzerine propagandasıydı. Halkın büyük çoğunluğu ya Britanya Ordusu'na katılmış yada cephe gerisinde orduya hizmet etmeye başlamıştı. IRA, Hugh McAteer ve Charlie Kerins önderliğinde 300 kadar silahlı milisle savaşa başlamıştı. 1942'nin son zamanlarında ve 1943'ün ilk aylarında başarılı bazı saldırılarda bulundularsa da, hızla güç kaybettiler.

    Charlie Kerins, savaşın daha ilk başında, savaşı güneyde de 'alevlendirmek' amacıyla Dublin'de İrlandalı dedektif Denis O'Brien'ı öldürmüştü. Bu çok büyük bir hata oldu. 1899 doğumlu O'Brien, genç yaşta Paskalya İsyanı'na katılmış, bağımsızlık savaşında ve iç savaşta savaşmış bir gaziydi. İç Savaş sırasında Ulusal Ordu'da görev yapmıştı ve savaştan sonra polis olmuştu. Başarılı bir dedektifti ve halk arasında seviliyordu. Katledilmesi, İrlanda Cumhuriyeti'nde, IRA için beklenmedik bir karşı tepki oluşturdu. De Valera ve diğer tüm İrlandalı siyasiler, IRA'ya karşı Birleşik Krallık ile işbirliğine gitti. 

    Yine aynı zamanlarda Abwehr'in, Gunther Schuetz isimli bir ajanı paraşütle, Kuzey İrlanda'ya inerken yakalandı. Bu iki olay IRA'nın savaşının daha başlangıçtan desteğini kaybetmesine neden oldu. 

    Savaşın gidişatının değişmesi ile IRA, 1944'te sadece iki eylemde bulundu. Charlie Kerins, Dublin'de yargılandı ve idam edildi. IRA, Aralık 1944'te savaşı durdurduğunu açıkladı. IRA'nın, bu savaşında Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti 6 insanını kaybetti. IRA'da ise 10 kayıp vardı. Yaralananların sayısı ise 200'den fazlaydı.

    Bu fiyasko ile biten savaştan kısa süre sonra II. Dünya Savaşı sona erdi. IRA bir kere daha sessizliğe gömüldü. Örgüt dağılmış ve prestiji yerle bir olmuştu. Hem Kuzey İrlanda'da hemde İrlanda Cumhuriyeti'nde büyük darbe almıştı.

    1948 Yılında örgütün liderliğini Tony Magan aldı. 1910 doğumlu Magan, örgütün genç kuşağındandı. Daha akıllı ve titiz bir kadro ile örgütü yeniden inşa etti. İrlanda Cumhuriyeti'ne karşı düşmanca tutumdan vazgeçildi. Başka ülkelerin istihbarat teşkilatları ile ilişkilerden uzak duruldu. Magan'ın diğer bir politikası ise 1930'larda olduğu gibi İrlandalı-Amerikalılardan örgüte destek kazandırmaktı. Bu destek bağışlar yoluyla sağlanmalıydı. İrlanda barlarına yayılmış bir teşkilat kurdu ve işletti. Bu politikası, IRA'yı ve Kuzey İrlanda'yı en derinden etkileyen (kendi zamanında olmasa bile) hareket oldu.

    Magan, bu sefer, şehirlerde bombalı eylemler yada başarısız isyan girişimlerinde bulunmak yerine, İrlanda-Kuzey İrlanda sınırlarının merkez olduğu bir gerilla savaşı planladı. Aralık 1956'da, IRA bir kere daha savaşa başladığını açıkladı. IRA ilk olarak bir İrlandalıların evlerini hedef alarak soygun yapan ancak bir türlü yakalanamayan bir suçluyu öldürdü. Böylece hem güneyde hem kuzeyde desteğini arttırdı. Fakat çok kısa bir sürede bu savaşında beklenen şekilde büyük boyutlara ulaşamayacağı anlaşıldı. Savaşın belirsizliği ve IRA'nın sınırlarda etkisiz vur-kaçları, İrlanda Cumhuriyeti'nde tedirginlik oluşturdu. Nitekim bir sonuca varmayan ve genel olarak halktan destek görmeyen savaş, 1959'da hem İrlanda Cumhuriyeti hemde Kuzey İrlanda'da, IRA'ya karşı gerçekleştirilen geniş kapsamlı tutuklamalar ile sona erdi. Bu savaşa daha sıcak bakan De Valera 1959 yılında İrlanda Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu ancak IRA etkisiz hale getirilmişti. 



IRA'ya ait bir IRA eğitim fotoğrafı. IRA, 1950'lerden itibaren bu tip propagan yöntemlerine ağırlık vermeye başladı.


    Tony Magan, 1962'de ateşkes ilan etti ve IRA liderliğinden ayrıldı (Magan sonraki yıllarda Dublin'de kendi taksi durağını kurdu ve taksicilik yaptı, 1960'lı ve 1970'li sıcak yıllarda IRA ile temas halinde bulundu. 1981'de hayatını kaybetti).

    İç Savaştan sonra IRA'nın tüm faaliyetlerinin başarısız olmasının temel sebebi, Kuzey İrlanda'da yada İrlanda'da halk desteğinin olmamasıydı. İrlanda Cumhuriyeti zaten tam bağımsız bir devlet olmuştu ve burada silahlı mücadeleden çok siyasi mücadele önemliydi. Ancak Kuzey İrlanda'da İrlandalıların çoğunluğunun IRA'ya sempati ile bakması ve kendini yakın görmesine rağmen destek vermemesinin birçok sebebi vardı. Ekonomik kriz, savaş ve IRA'nın örgüt içi hizipleşmeleri. Bununla birlikte Birleşik Krallık'ın genel ılımlı tutumu. 

    Ancak 1960'ların başından itibaren Kuzey İrlanda'da gerginlik hızla arttı. Britanya Hükümeti, yıllardır IRA tehdidi ve Kuzey İrlandalı İrlanda halkının, Cumhuriyetçiliğe doğru kaymasının tehdidini yaşıyordu. Genel ilişkiler ılımlı olmakla beraber, Britanya (İngiliz, İskoç, Galli) ve İrlanda halkları arasında gerginlik artıyordu. Yükselen nüfus beraberinde işsizlik, konut sorunlarını getiriyordu. Hükümet kesintileri önce Kuzey İrlanda'yı vuruyordu.

    1960'lara kadar gerginlik IRA tarafından tırmandırıldı. Bu sefer Britanya yanlıları tarafından arttırıldı. Bugün bile o zamanlar için aslında çözülebilecek sorunların aniden yükselmesine hangi sosyal-ekonomik sebeplerin neden olduğu tam olarak anlaşılamamaktadır. 

     Gerginliğin artması ile birlikte İrlandalı halk, IRA'ya daha çok ihtiyaç duyar hale geldi. Birlik yanlıları, devlet desteği ile saldırganlaşıyor, IRA ise pek bir faaliyet gösteremiyordu. 

    İşte bu siyasi ortam IRA yeniden etkinlik kazandı. Ağustos 1969 ayaklanmaları ise IRA, İrlanda, Kuzey İrlanda ve Birleşik Krallık için bir dönüm noktası oldu. The Troubles / Sorun (Kuzey İrlanda Sorunu)'un çatışma devri başlamıştı. 



15 Ağustos 1969. Britanya Ordusu, Kuzey İrlanda'ya müdahale etti. Daha önce sınırlı sayıda asker vardı. 1969 Ağustosunda Operation Banner adıyla başlatılan müdahale 2007 Temmuzuna kadar devam etti.


    

    IRA ise 1930'larda ki ayrışmasını bir kere daha yaşadı. Sosyalist ve geleneksel fikirlerden yana olan iki grup 1960'lı yılların sonlarından itibaren IRA'nın kontrolünü ele geçirmeye çalıştı ancak iki grupta bunun bir netice getirmediğini gördü. Ağustos 1969 ayaklanmalarından hemen sonra IRA örgütü, Offical IRA / Resmi IRA ve Provisional IRA / Geçici IRA olarak ayrıldı. Resmi IRA, Sosyalist görüşlere hakimdi. 3 yıl kadar etkin oldu ve daha sonra INLA / İrlanda Ulusal Kurtuluş Ordusu'na evrildi ve daha etkin oldu. Geçici IRA ise önce Sosyalist fikirlere karşı olmakla beraber zamanla sol fikirlerin benimsendiği bir örgüt oldu (Bugün Kuzey İrlanda Sorunu ile ilgili aktif rol oynayan ve akla gelen IRA, Geçici IRA'dır).




 Çeviri ve Hazırlayan: Lord Murrays

 Kaynakça:
 http://www.bureauofmilitaryhistory.ie/index.html
 http://www.theirishstory.com/category/the-irish-civil-war/#.UTNhX6IqzTo/

 http://www.pbs.org/wgbh/pages/frontline/shows/ira/etc/cron.html
 https://openlibrary.org/works/OL9036656W/Emergency_Law_in_Independent_Ireland_1922-1948

 https://openlibrary.org/works/OL12293724W/The_politics_of_illusion
 http://news.bbc.co.uk/2/hi/uk_news/northern_ireland/6921702.stm
 https://openlibrary.org/books/OL3748783M/The_IRA_1926-1936
 https://openlibrary.org/books/OL23199290M/Decoding_the_IRA




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder